14 Eylül 2011 Çarşamba

Selçuklular 1 (Makale)

Selçuklular Anadolu'da


JEAN-PIERRE BODMER


19 Ağustos 1071'de, Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan'ın süvari ordusuBizans ordusunu Van Gölü'ne uzak olmayan bir mesafede bulunanMalazgirt'te yendi ve imparator IV. Romanos'u esir aldı.


1071 Öncesi Bizans İmparatorluğu

Bizans İmparatorluğuKutsal Roma İmparatorluğu'nun mirasçısı idiama 1071'de, imparator I. Theodosios'un ölüm tarihi olan 395'te son kezulaştığı genişlikteki sınırlara sahip değildi artıkBatıda Roma devlet düzeni daha 5. yüzyılda çökmüştüDoğuda ise Bizans İmparatorluğu'nunkarşısına Sasanîler Devleti İran'daaynı ağırlıkta ve hatta birçok alanda benzer bir rakip olarak ortaya çıkmıştıBizans, Balkan sınırında daSlavların ve Asyalı Barbarların gittikçe artan tehdidini sineye çekmek durumundaydıGerçi imparator I. İustinianos (527-565), düzeni sağlamış vehatta batıda kaybedilen toprakları tekrar ele geçirmiştiancak Reconquista'nın [kaybedilen toprakları geri alma girişimibaşarısı sürekli olmadı. 7.yüzyıl başında imparatorluğun nihai çöküşü herkesçe görülüyorduBu günlerde "kurtarıcıolarak ortaya çıkan imparator Herakleios (610-641),diplomatik çabalarla Balkanlarda güvenliği sağladıktan sonraSasanîlere ‘(İran) karşı başarılı bir savaşla, 630'a kadarkaybedilen doğueyaletlerini geri almakla kalmadıaynı zamanda Ermenistan'da yeni toprakları da ilhak ettiDinsel bir heyecanla yürütülen bu ölüm-kalımsavaşında, en önemli maddesini "thema sistemi"nin oluşturduğu devlet reformu büyük rol oynamıştır. "Thema" aslında ordu demekti ve sistemdeordunun birliği öngörülmekteydibuna göre hem askerî hem de sivil yönetimin, "Strategosdenilen yetkili asker kumandanın elinde toplandığı"themabölgeleri yaratılmaktaydıSosyal temeli ise "Stratiotdenilen[1]askerlik hizmetiyle yükümlü hür köylüler oluşturmaktaydıÇok çabukharekete geçirilebiliyordevlete o zamana dek alışılagelen paralı ordulara göre daha az masraf çıkarıyor ve hatta düzenli vergi ödedikleri içinbirmiktar gelir de sağlıyorlardıHerakleios'un ardılları zamanında geliştirilen bu sistem öncelikledaha sonraları devletin omurgası işlevini üstlenenAnadolu'da yürürlüğe konmuştur.

Herakleios'un başarısı İslam karşısında boşa çıktıÇok kısa zamanda halifelerin (Dört Halife Dönemi)  orduları İran'ı fethettiler; Romaİmparatorluğu'ndan Suriye ve Filistin'i (630), Mısır'ı (640) ve Afrika'nın Trablus'a kadar kuzey kıyılarını (647) kopardılarAncak Anadolu ve aynışekildeilki 674'te olmak üzeredefalarca Araplar tarafından kuşatılan başkent Konstantinopolis elde tutulabilmişti.

Toprak kayıpları imparatorluk için olumsuz etkiler yapmakla kalmadıÖzellikle Patrikhane merkezi İskenderiyeepeydir Konstantinopolis'inönceliği karşısında, Hz. İsa'nın yaratılışı hususunda farklı görüşleri savunan ulusal ve dinsel bir muhalefetin odağı durumuna gelmiştiİmparatorlar,sokaktaki insanı da, bugün tahmin edilemeyecek ölçüde meşgul eden bu sorunakonsilleri görevlendirerekbirlik sağlamak amacıyla çözümbulmaya çabalıyorlardıMısır'ın düşmesiyle birlikte imparatorluk 7. yüzyıl ortalarından itibaren özellikle Rum karakteri taşımaya başladı veOrtodokslukartık İskenderiyeli ilahiyatçılar tarafından eleştiriye uğramıyorduTarihsel ve siyasal ideolojisi bakımından bu Roma İmparatorluğuiçin artık "Bizansterimi gündeme gelmiştiKuzey Suriyeli İsauria Sülalesi zamanında (717-802) kilise barışı bir kez daha ciddi biçimde tehlikeyedüştüçünkü bu yöneticiler herhalde başarılı bir şekilde yayılan İslam'ın da etkisiyle ikona düşmanlığı (İkonoklazma = tasvir kırıcılıktaraftarı idiler. 9. yüzyılda Ortodoksluk yeniden tesis edildi ve İslam akınları da geçici olarak durduöyle kiAmorion (820-867) ve Makedonya (867-1056)sülaleleri zamanında Bizans İmparatorluğu parlak bir dönem yaşadı. "Bulgar kasabılakaplı II. Basileios Anadolu'yu, Balkan Yarımadası'nı veGüney İtalya'yıKırım'ıErmenistan'ı ve Suriye'nin belli bölümlerini hâkimiyeti altında tutuyorduZengin ve soylu aileleri karşısına almaktançekinmeyerekpopülariteyi umursamadığını açıkça belli eden bu güçlü imparatordevletin içinde çok farklı etnikdinsel ve sosyal çıkarlararasında denge kurmayı başarmıştıZayıf ardılları zamanında Konstantinopolis'teki memur aristokrasisi (devlet bürokrasisi/devlet memurları sınıfı) , gücü kendi elinde topladıbu ise sadece mücadele içinde olduğu askerî aristokrasinin değilaynı zamanda imparatorluğun savunulmasının daaleyhine sonuç verdiSavunmanın zaafa uğramasında kuşkusuz yüksek rütbeli askerlerin ve toprak sahiplerinin de payı vardıçünkü Stratiotdenilen hür köylüleritoprağa bağlı ve sadece elde edilen ürünün sahibi durumuna indirmişlerdiHalbuki, o sıralarda Bizansbatıda Normanlar,kuzeyde Asyalı Peçenekler ve doğuda Türkler olmak üzeretüm sınırlarında düşman veya en azından huzursuz komşuların başgöstermeyebaşladığı dikkate alınırsa, o ölçüde güçlü ve yıldırıcı bir orduya gereksinim duyuyorduDurumaskerleri iktidardan daha fazla uzak tutmanınolanağı kalmayacak denli tehlikeli bir hal almıştıKapadokyalı soylu ve deneyimli bir komutan olan Romanos Diogenes, 1068'de imparator olaraktanındıFakat 1071'de birçok milletten gelen lejyonerlerle oluşturulan orduylaTürklere karşı saldırıya geçtiğindememur aristokrasisininentrikalarıyla Romanos Diogenes'in altı çoktan oyulmaya başlanmıştı bileSonuç Malazgirt felaketiydiBizans İmparatorluğu'nun ve dışsorunlarını aşmada yetersiz olduğu artık daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştı.


[1] Strateji sözcüğü buradan geliyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MOĞOLLAR-SARI TEHLİKE

https://drive.google.com/file/d/1jbosXfTm3SLJgWd7SQDw878MnXWq2jmC/view?usp=share_link