Moskova, 3 Temmuz 1941
'Büyük bir tehlike gezinmektedir ülkemizin üzerinde'
1941'de Hitler, Nazi-Sovyet Paktı'nı bir kenara atıp Barbarossa Harekâtı'yla Rusya'yı işgal ettiğinde, Stalin gafil avlanmıştı. îlk hafta boyunca, özellikle de Alman birliklerinin ne kadar büyük hızla ilerlediğini düşündükçe, ruhsal bunalıma girmişti. 30 Haziran'da Polit-büro üyeleri Kuntsevo'da onunla görüşmeye gittiklerinde, kendini tutuklamaya geldiklerini zannettiği söylenir. Stalin, ancak başkanlığında bir devlet savunma komitesi kurmaya zorlandıktan sonra, kendine güvenini yeniden kazandı ve Kremlin'de tekrar gözükmeye başladı.
Korkularını yendikten sonra, yeniden vazgeçilmez lider haline geldi ve 3 Temmuz günü radyodan bir konuşma yaptı, Rus yurtseverliği temasına başvurarak, halka, geri çekilmek zorunda kaldıklarında, arkalarındaki her şeyi imha etmeleri, toprağı yakmaları için tüyler ürpertici bir çağrıda bulundu. Yorumculardan birine göre, sanki 1812'nin Rusya'sı dirilip Stalin'in ağzından dile gelmişti.
Yoldaşlar! Yurttaşlar! Kardeşler! Kara ve Deniz Kuvvetlerimizin Askerleri! Size sesleniyorum, dostlarım!
22 Haziran'da Hitler Almanyası'nın anavatanımıza başlattığı haince askeri saldırı devam etmektedir.
Kızıl Ordu'nun kahramanca direnişine, düşmanın en iyi bölüklerinin ve en iyi hava birliklerinin darmadağınık edilmesine ve savaş meydanında çoktan cehenneme gönderilmiş olmalarına rağmen, düşman ilerlemeye devam etmekte, saldırısını sürekli yeni kuvvetlerle beslemektedir.
Hitler'in birlikleri, Litvanya'yı, Letonya'mn büyük bölümünü, Beyaz Rusya'nın batı bölgesini ve Ukrayna'nın batısındaki bazı bölgeleri ele geçirmeyi başarmıştır.
Bombardıman harekâtının menzilini genişletmekte olan faşist hava kuvvetleri, Murmansk, Orsa, Mogilev, Smolensk, Kiev, Odesa ve Sivastopol'ü bombalamaktadır.
Büyük bir tehlike gezinmektedir ülkemizin üzerinde.
Nasıl olmuş da, şanlı Kızıl Ordumuz, birçok şehrimizle ilimizi faşist ordulara teslim etmiştir?
Faşist propagandacıların durmadan böbürlendiği gibi, yoksa Faşist Alman birliklerinin yenilmez olduğu gerçekten doğru mudur? Tabii ki hayır!
Tarih, yenilmez ordu diye bir şey olmadığını göstermektedir; böyle bir şey hiçbir zaman olmamıştır. Napolyon'un ordusu da yenilmez sanılırdı ama Rus, İngiliz, Alman orduları karşısında yenildi. Birinci emperyalist savaş zamanında Kayzer Wilhelm'in ordusu da yenilmez sayıldı ama Rus ile İngiliz-Fransız kuvvetlerinin birkaç kez yendiği bu ordu, sonunda İngiliz-Fransız orduları tarafından paramparça edildi.
Bugün Hitler'in Faşist Alman Ordusu için de aynı şeyi söylemek zorundayız. Bu ordu, henüz Avrupa kıtasında ciddi bir direnişle karşılaşmamıştır. Sadece bizim topraklarımızda ciddi bir direniş çıktı karşısına ve eğer bu direniş sonucunda Hitler'in Faşist Alman Ordusu'nun en iyi bölükleri Kızıl Ordumuza yenilmişse, Napolyon ile Wilhelm'in orduları gibi bu ordu da paramparça edilebilir ve edilecek demektir.
Almanya'nın bu kısa ömürlü askeri kazanımının sadece geçici olduğundan kuşku yoktur; oysa SSCB'nin muazzam politik kazanımı, Faşist Almanya ile savaşta Kızıl Ordu'ya kesin askeri başarılar sağlaması mukadder olan ciddi ve kalıcı bir faktördür...
Kızıl Ordu birlikleri geri çekilmek zorunda kalırsa, bütün lokomotif ve vagonlar tahliye edilecektir; düşmana tek bir makine, tek bir demiryolu vagonu, tek bir çuval tahıl ya da tek bir varil yakıt bırakılmayacaktır.
Kolektiflerdeki çiftçiler, bütün büyükbaş hayvanlarını ve bütün ürünlerini, cephe gerisine gönderilmek üzere devlet yetkililerine emanet edecektir. Demir dışı metaller, tahıl ve yakıt da dahil olmak üzere, cephe gerisine nakli mümkün olmayan bütün değerli mallar, hiç istisnasız imha edilecektir.
Düşman tarafından işgal edilen bölgelerde, süvari ve piyade gerilla birlikleri oluşturulacak, oyalama taktikleri uygulayarak düşman birlikleriyle çarpışan, her yerde gerilla savaşı yürüten, köprüleri ve yolları havaya uçuran, telefon ve telgraf hatlarını imha eden, ormanları, depoları, ulaşım malzemelerini ateşe veren gruplar örgütlenecektir.
İşgal altındaki bölgelerde koşullar, düşman ve bütün işbirlikçileri için dayanılmaz hale getirilecektir. Her hareketleri adım adım izlenip etkisiz hale getirilmeli, bütün önlemleri boşa çıkarılmalıdır.
Faşist Almanya'yla yapılan bu savaş, sıradan bir savaş olarak kabul edilemez. Sadece iki ordu arasındaki bir savaş değildir, aynı zamanda tüm bir Soyvet halkının, Faşist Alman güçlerine karşı yürüttüğü büyük bir savaştır.
Faşist işgalcilere karşı ülkemizi savunmak için giriştiğimiz bu ulusal savaşta amaç, sadece ülkemizin üzerinde gezinen tehlikeyi ortadan kaldırmak değildir, aynı zamanda Alman Faşizmi'nin boyunduruğu altında inleyen bütün Avrupa halklarına yardım etmektir.
Bu kurtuluş savaşında yalnız olmayacağız.
Bu büyük savaşta yanımızda, Avrupa ve Amerika'nın hakları arasında sadık müttefiklerimiz olacaktır; Hitler'in despotları tarafından köleleştirilen Alman halkı da buna dahildir.
Ülkemizin özgürlüğü için giriştiğimiz savaş, Avrupa ve Amerika halklarının bağımsızlıkları için, demokratik özgürlükler için verdiği mücadeleyle bütünleşecektir. Bu, özgürlük için ve Hitler'in faşist orduları tarafından köleleştirilmeye karşı ve köleleştirilme tehdidine karşı halkların oluşturduğu birleşik bir cephe olacaktır.
Bu bağlamda, İngiliz Başbakanı Churchil’in Sovyetler Birliği'ne yardım konusundaki tarihi sözleri ve ABD hükümetinin ülkemize yardıma hazır olduğunu bildirmesi, çok iyi anlaşılan ve bu birliğin işareti olan şeylerdir; bunlar, Sovyetler Birliği halklarının yüreğinde ancak minnet duygusu yaratabilir. Yoldaşlar, gücümüz sayısızdır bizim. Kendini beğenmiş düşman, yakında canı pahasına bunu öğrenecektir. Binlerce işçi, kolektif çiftçi ve aydın, Kızıl Ordu ve Donanma ile omuz omuza, saldırgan düşmanla vuruşmak için ayağa kalkmaktadır. Halk yığınlarımız milyonlar halinde ayağa kalkmaktadır. Moskova ve Leningrad'daki işçiler, Kızıl Ordu'ya destek olarak büyük halk birlikleri oluşturmaya başlamıştır bile.
Düşman işgali tehlikesi altında olan her şehirde böyle halk birlikleri oluşturulmalıdır; bütün çalışanlar, Alman Faşizmi'ne karşı yurtseverce savaşımızda özgürlüğümüzü, onurumuzu, ülkemizi savunmak üzere harekete geçirilmelidir.
SSCB halklarının bütün gücünün hızla seferber edilmesini sağlamak ve ülkemize haince saldırmış olan düşmanı geri püskürtmek ü-zere, tüm devlet yetkilerini elinde toplayan bir Devlet Savunma Komitesi kurulmuştur.
Çalışmalarına başlamış olan Devlet Savunma Komitesi, tüm halkımıza Lenin ile Stalin'in partisi etrafında ve Sovyet Hükümeti etrafında toplanma, kendini hiçe sayarak Kızıl Ordu ile Donanma'yı destekleme, düşmanı yok edip zafere ulaşma çağrısı yapmaktadır.
Bütün kuvvetlerimiz kahraman Kızıl Ordu ile şanlı Kızıl Donanma'ya yardıma!
Bütün halk güçleri, düşmanı yok etmeye!
İleri, zaferimize!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder