15 Şubat 2010 Pazartesi

Herodot (Alıntı)

HERODOT TARİHİNDEN BİR BÖLÜM...

Büyük Kyros’tan (Keyhüsrev) sonra Pers tahtına geçen Smerdis’i ülkenin ileri gelenlerinden yedi kişi bir düzen kurarak öldürürler...

80.Beş gün sonra, heyecan yatışınca, suikastçılar durumu ayrıntılarıyla tartışmak için toplandılar. Bu toplantıda bir takım konuşmalar yapıldı. İlk konuşmacı Otanes’ti, Pers ülkesinde demokratik hükümetin kurulmasını salık verdi. Şöyle dedi :
“Bence aramızdan birinin mutlak erki (gücü) almasının zamanı artık geçmiştir. Monarşi hoş bir şey değildir, iyi bir şey de değildir. Monarşi , bir kimsenin herhangi bir sorumluluk ya da denetim olmaksızın dilediğini yapmasına izin verdiğine göre, sağlam bir ahlak sisteminin içine nasıl yerleştirilebilir ki? Bu gibi bir yere yükseltilen insanların en iyisi bile kötüleşir-şeyleri eskiden gördüğü gibi göremez olur. Monarkın tipik kötülükleri hasetle kibirdir; haset, çünkü bu doğal bir insan zayıflığıdır-kibir, çünkü servet ve gücün aşırılığı kişiyi kendisinin insandan fazla bir şey olduğu sanısına götürür...Krallar bütün insanların en tutarsızlarıdır : onlara makul bir saygı gösterirseniz, görkemleri önünde yeterince alçalmadığınız için kızarlar; önlerinde alçalırsanız, fazla yaltaklanan bir dalkavuk diye sizden nefret ederler. Bütün bunlar yine de söylenmesi gerekenlerin en kötüsü değildir : Krallar eski geleneklerin yapısını ve yasaları çiğner, insanları yargılamadan öldürtürler...Oysa halk hükümetinde kura ile bir yönetici atanır ve makamındaki hareketlerden sorumlu tutulur. Bu nedenlerden ötürü, ben monarşiyi bırakıp, halkı iktidara geçirmeyi öneriyorum; çünkü devlet zaten halk demektir.”
81. Otanes’in ardından Megabyzus konuştu ve oligarşi ilkesini şu sözlerle salık verdi :
“Monarşinin kaldırılması için söylediklerinde Otanes’le anlaşıyorum; fakat o, siyasal erki halka vermemizi isterken yanılıyor. Çünkü kitleler beceriksiz bir yığındır-hiçbir yerde onların arasında olduğundan daha çok bilgisizlik, sorumsuzluk ve şiddet göremezsiniz. Bir kralın katilce keyfinden kaçıp da, ayak takımının eşit ölçüde düşüncesiz ceberutluğuna tutulmak dayanılmaz bir şey olurdu. Kral hiç değilse, bilinçle, bilerek ve isteyerek hareket eder; ayak takımı böyle yapmaz. Gerçekten de nasıl yapabilir ki, ona neyin haklı ve doğru olduğu hiçbir zaman öğretilmemiştir, bu gibi şeyler üstünde kendisinin hiçbir bilgisi yoktur. Kitlelerin kafasında herhangi bir düşünceleri bulunmaz; bütün yapabilecekleri, körlemesine siyasete dalmak ve önlerine çıkan her şeyi , kabarıp sel olmuş bir nehir gibi silip süpürmektir. Onun için bırakalım halk Pers ülkesinin düşmanlarını yönetsin, Pers ülkesini değil ! Biz kendimiz, belli bir sayıda, memleketin en iyi kişilerini seçelim ve siyasal gücü (erki) onlara verelim. Bizler de onların arasında oluruz; en iyi kişilerin en iyi siyaseti yürütmelerini beklemek doğal olur.”
82. Darius konuşanların üçüncüsüydü :
“Ben” dedi “Megabyzus’un kütleler üstüne bütün söylediklerini destekliyorum, fakat oligarşiyle ilgili olarak söylediklerini kabul etmiyorum. Tek yönetici : bundan iyisini bulmak mümkün değildir-yeter ki bu iş için en iyi adam olsun. Yargılaması karakterine uygun, halk üstündeki egemenliği her türlü yakınmanın ötesinde olacaktır; düşmanlara ve hainlere karşı alacağı tedbirler, öteki yönetim biçimlerinde olabileceğinden daha kolaylıkla gizli tutulabilecektir. Bir oligarşide bir çok adamın kamu hizmetinde sivrilmek için yarışmaları olgusu, şiddetli kişilik çatışmalarına yol açmadan edemez; her biri üste çıkmak ve kendi önerilerinin uygulandığını görmek isterler, böylelikle de dövüşürler. Kişisel kavgalar açık ayrılıklara, sonra da kan dökülmesine yol açarlar; işler bu duruma girince tek çıkış yolu monarşiye dönmektir-bu da monarşinin en iyi olduğunun açık bir kanıtıdır. Demokrasiye gelince, orada da yolsuzluklar zorunludur; ancak bu durumda kamu hizmetinde yer alan yiyiciler özel çatışmalara yol açmaz, yakın kişisel birleşmelere götürür: hizmet sorumluları kafa kafaya verirler ve karşılıklı olarak birbirlerini desteklerler. Şu ya da bu kimsenin halkın savunucusu olarak ortaya çıkıp da kendi çıkarlarına işleyen klikleri dağıtmasına kadar bu böyle sürer gider. Savunucu olarak ortaya atılanın eylemleri, ona kütlenin hayranlığını kazandırır ve sonunda çok geçmeden de mutlak erk (güç) ona teslim edilir- bütün bunlar, en iyi yönetim biçiminin monarşi olduğuna bir başka kanıttır....Bu yönetim biçimini saklayalım; sonra, bize geçmişte iyi hizmet eden eski yasaları değiştirmekten de geri duralım. Bunlara dokunmak, bizi ancak felakete götürür”
83. Üç konuşmada ortaya konulan üç görüş bunlardı; söz almayan dört kişi de sonuncuya oy verdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

MOĞOLLAR-SARI TEHLİKE

https://drive.google.com/file/d/1jbosXfTm3SLJgWd7SQDw878MnXWq2jmC/view?usp=share_link